Asurların Bilim Anlayışı
Asur İmparatorluğu, Asur Devleti veya Asurya, MÖ 2025 ile MÖ 612 yılları arasında var olmuş ve Sami halklardan oluşmuş bir Antik Çağ Mezopotamya imparatorluğuydu. Devlet ilk başta Kuzey Irak'ta, Dicle kıyısında bulunan Asur (Aššur) şehrinden oluşmuşken, Güney Mezopotamya ve Doğu ile olan ticari ilişkilerden yararlanarak gelişmiş ve toprakları genişleyerek bir imparatorluğa dönüşmüştür. Anadolu'daki en büyük ticaret kolonileri 'de (Kayseri) bulunmaktaydı. Başkentleri Ninova'ydı.
Antik Asur tarihi erken Tun Çağı'ndan geç Demir Çağı'na kadar uzanır ve modern tarihçiler tarafından tipik olarak birkaç farklı döneme ayrılır. Bu dönemler Erken Asur dönemi (yaklaşık MÖ 2600-2025), Eski Asur dönemi (yaklaşık MÖ 2025-1364), Orta Asur dönemi (yaklaşık MÖ 1363-912), Yeni Asur dönemi (MÖ 911-609) ve imparatorluk sonrası dönemdir (MÖ 609- MS 240). Bu bölünmeler siyasi olaylara ve zaman içinde dilde meydana gelen kademeli değişikliklere dayanmaktadır.
İSİMLENDİRME:
Eski Asur döneminde Asur, başlangıçta ālu Aššur ("Aşur şehri") olarak bilinen Assur merkezli bir şehir devletiydi. MÖ 14. yüzyılda bölgesel bir devlete dönüştüğünde, bölgesel bir yönetime geçişini ifade etmek üzere resmi olarak māt Aššur ("Aşur ülkesi") olarak anılmaya başlandı. Her iki terim de, ālu Aššur ve māt Aššur, muhtemelen Assur'un tanrılaştırılmış bir kişileştirmesi olarak başlayan Asur ulusal tanrısı Aşur'dan kaynaklanmaktadır.
BİLİM ANLAYIŞI:
Asurlarda bilim anlayışı, büyük ölçüde Mezopotamya’nın genel bilgi birikimiyle şekillenmiş ve pratik ihtiyaçlara dayalı bir yapıya sahip olmuştur. Tarım, mühendislik, tıp, astronomi ve matematik gibi alanlarda önemli gelişmeler kaydeden Asurlular, bilimsel bilgiyi sistematik bir şekilde kaydederek ve geliştirerek medeniyetlerine büyük katkılar sağlamışlardır. Bilim anlayışları, modern bilimden farklı olarak, deneysel ve teorik bir temele dayanmaktan çok gözlemler, dinsel inanışlar ve kehanetlerle iç içeydi. Özellikle astronomi alanında gökyüzü hareketlerini dikkatle inceleyerek, ay ve güneş tutulmaları gibi olayları kaydeden Asurlular, bu gözlemleri çoğunlukla astrolojik kehanetler için kullanmışlardır. Yıldızların ve gezegenlerin hareketlerini inceleyerek, bunların krallıklarının kaderi üzerinde etkili olduğuna inanmışlardır. Ancak bu çalışmalar, daha sonra gelişecek astronomi bilimi için önemli bir temel oluşturmuştur.
Matematik alanında da Mezopotamya’daki diğer uygarlıklardan etkilenerek gelişmiş hesap sistemleri kullanmışlardır. Çivi yazısıyla kaydedilmiş kil tabletler, Asurluların karmaşık hesaplamalar yapabildiklerini ve çeşitli geometrik şekiller üzerine çalışmalar gerçekleştirdiklerini göstermektedir. Ticaretin gelişmiş olduğu Asur’da, muhasebe ve ölçüm sistemleri büyük önem taşımış, ağırlık ve uzunluk ölçü birimleri standartlaştırılmaya çalışılmıştır. Mühendislik alanında da oldukça ileri düzeyde bilgiye sahip olan Asurlular, büyük su kanalları, barajlar ve sulama sistemleri inşa ederek tarımı daha verimli hale getirmişlerdir. Özellikle Ninova ve diğer büyük Asur şehirlerinde yapılan saraylar, devasa surlar ve tapınaklar, onların yapı mühendisliğinde ne kadar ileri gittiklerini göstermektedir.
Tıp alanında ise Asurlular, hastalıkları teşhis etmek ve tedavi etmek için belirli yöntemler geliştirmişlerdir. Kil tabletlerde yazılı olan tıbbi metinler, onların hastalıkları sınıflandırmaya çalıştıklarını ve bitkisel ilaçlarla tedavi yöntemleri geliştirdiklerini ortaya koymaktadır. Ancak tıp anlayışları da büyük ölçüde dinsel inanışlarla iç içeydi; hastalıkların kötü ruhlar ya da tanrıların gazabı nedeniyle ortaya çıktığına inanıyorlardı. Bu nedenle tedavi yöntemleri arasında büyü, dualar ve çeşitli ritüeller de önemli bir yer tutuyordu.
Asurlular bilimsel bilgiyi yalnızca günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için değil, aynı zamanda devlet yönetimini güçlendirmek ve askeri başarılarını artırmak için de kullanmışlardır. Gelişmiş silah teknolojileri, kuşatma taktikleri ve savaş mühendisliği, onların askeri başarılarının temel taşlarından biri olmuştur. Bronz ve demir işçiliğinde ustalaşarak güçlü silahlar üretmişler ve düşman şehirlerini kuşatırken kullanılan makineleri geliştirmişlerdir.
Asurlular, bilimsel bilgiyi yazıya geçirerek gelecek nesillere aktarma konusunda da büyük bir çaba göstermişlerdir. Ninova’daki ünlü Asurbanipal Kütüphanesi, tıp, astronomi, matematik ve mühendislik gibi çeşitli alanlarda yazılmış binlerce kil tableti içermekteydi. Bu, onların bilimsel bilgiyi sistematik bir şekilde derleyip saklamaya verdiği önemi göstermektedir. Sonuç olarak, Asurluların bilim anlayışı, gözleme ve deneyime dayalı bazı unsurlar içerse de büyük ölçüde dinsel inanışlarla iç içe geçmiş, pratik ve faydacı bir yaklaşıma sahip olmuştur. Ancak onların geliştirdiği bilgi birikimi, sonraki medeniyetler için önemli bir temel oluşturmuş ve bilimin ilerlemesine katkı sağlamıştır.
![]() | |
KAYNAKÇA: https://tr.wikipedia.org/wiki/Asurlular https://www.haberturk.com/asurlular-tarihi-baskenti-ve-ozellikleri-asurlular-kimdir-nerede-kuruldu-yasadi-ve-neyi-buldu-hteg-3514169?page=2
Ahmet Salih Üst 449